Dikkat dikkat!!!

21 Haziran 2016 Tarihinde velirem11 Tarafından yayımlandı

ccc.png

Sanıyorum geçirdiğim en zor ve en tuhaf günlerden biriydi. Buraya yazmak için düşünürken bile o anı tekrar yaşayıp tüylerim dikiliyor.

13.06.2016 saat 19.30. İftara bir saat var ve misafirimiz gelecek. Duru da son sürat şımarıyor o derece. Ne durdan anlıyor, ne kalktan… (anlamasını beklediğim çocuk da 27 aylık, hata benim) Neyse ben bir yandan yemek hazırlamaya , bir yandan sofra kurmaya çalışıyorum… Derken birden Sergen bildiğiniz vıyaklamaya başladı. Kafamı çevirdim. Bir de baktım ki Duru Sergen’ in üstüne yatmış, hayvancağızın cibresini çıkartıyor. Duru Duru diye bağırarak koşarak yanına gittim, Duru hala gülmeye devam edince birden kolunu tutup kaldırdım.:(:( Kaldırmaz olaydım…

Ve Duru ağlamaya başladı. Biraz sakinleştirmeye çalıştık, hatta ağlamasın diye Yiğithan’ ın yanına götürdük. 2 dakika ağlayıp 5 dakika sakin oluyordu, en sonunda bir de baktım sağ kolunun üzerine dayanarak yerde hamur ile oynuyor ”eşşek sıpası bana naz yapıyorsun ha” dedim içimden. Neyse gece boyunca biraz mızmızdı. Arada kolunu tutup ağladı, bazen unuttu, Sergen’ i kaldırmaya çalıştı, birşeyler yedi, hiçbir problemi yoktu. Bu sefe kesin naz yaptığına, hatta muhtemelen benim bağırmamdan korktuğu için arada ağladığına karar verdik.

Uyku vakti geldi ve Duru’ yu yatırdık. Muhtemeln saat 23.00 falandır. Gece saat 03.00′ de tekrar ağlamaya başladı, hem de kolunu tutarak, acıyor acıyor diyerek… Baktık olacak gibi değil, içimiz rahat etmeyecek hemen Güven Çayyolu’ na gittik.

Burası çok önemli dikkat !!!!

Acil servise girdik. Nöbetçi doktoru çağırdılar. Doktor Zafer Bey geldi. Derdimizi anlattık. Bileğini hafif hafif tuttu, Duru’ yu sevdi, ufak zedelenme vardır, birşeyi yok diyip ama ne hikmetse rahat uyusun diye de dolven şurup verip ortalama 5 dakika süren muayeneyi bitirerek bizi eve gönderdi. Bu arada bundan yaklaşık 1 ay önce sesim durup duruken kısılmış, başımın ağrısından duramazken yine Güven acile gitmiştim ve yine Zafer Bey nöbetçiydi. Boğazıma bakarak ses tellerimi zedelediğimi, konferansa katılıp konuşma yapmayacksam ya da şarkı söylemeyeceksem ilaç tedavisi uygulamaya gerek olmadığını, eğer böyle bir durum varsa kortizonlu iğne yapması gerektiğini söyledi tabiki ben de istemeyerek eve geriş döndüm. Sabah artık dayanamayıp 29 Mayıs Hastnesi’ nde gittiğimde KBB uzmanı sinüzitten kaynaklandığını, aşağıya indiğini, burnumun tekinin tıkalı olduğunu, nefes almakta güçlük çektiğimi, on günlük antibiyotik tedavisi sonrası kesin görmek istediğini söyledi ve yanında başka bir torba ilaç yazdı. Durum böyle olunca da Duru ile eve dönerken içime kurt düşmedi değil….

Zafer Bey haklı çıktı, Duru sabaha kadar uyudu. Naz yaptığına tekrar emin olarak biz de uyuduk. Sabah 07.00′ de takrar ağlamaya başladı. Bu sefer kolunu tutup beni doktora götürün dedi yavrum. 

Tekrar Güven hastanesi’ ne gittik. Sağolsun ortopedi doktoru bizi araya alıp randevusuz kabul etti. Odaya girerken de anlatın hikayenizi dedi. Biz daha tamamlamadan dirsek çıkığı, bu yaş grubunda en sık gördüğümüz vaka, alçı odasına geçin düzeltelim dedi. Ben iki gözüm iki çeşme ağlarken doktor yaklaşık 3 saniyede Duru’ nun dirseğini taktı. Duru’ nun ağrısı o üç saniye sonunda azaldı. Biz de hastanede yaklaşık bir saat kaldık. Bir saat boyunca doktor ara ara Duru’ yu çağırıp kolunu kontrol etti. Bir sonraki sabah tekrar kontrol etmek istediğini söyledi. Bir gün sonra benzer kontroller yaptı ve sorunumuz da çok şükür çözdü.

Meğer dirsek çıkığı sürekli ağrı vermezmiş, belirli hareketlerde ağırırmış. Duru’ nun da aralarda ağlamasının sebebi buymuş. Yavru kuşum. Biz de naz yapıyor diye suçladık… Neyse ki bunu böyle atlattık. Bir süre dikkat etmemiz gerekiyormuş. Doktor dışında bilir kişilerin dediğine göre çıkık yer yaparmış. Artık hep çıkarmış. Durum bu.

Ha bu arada çocuğun kolunu çıkarttım diye 2 gün boyunca yerli yersiz gözlerim şişene kadar ağladım, hatta ben o kadar üzgünken ‘ yuh çocuğun kolunu mu çıkardın’ gibi densiz espri ve söylemlere maruz kaldım. Üstüne bir de hastanede olay nasıl oldu diye bana rapor yazdırmadılar mı? Al başına bela. Artık kafam nasıl gittiyse Veli’ye de çocuğun kolunu çıkarttım diye beni karakoldan aramasınlar diye sordum, muhtemelen aklına geldikçe hala gülüyordur….

Sonuç olarak sevgili anneler bir çocuklarınızı bilekten kaldırmayın, koltuk altından tutun, iki uçtu uçtu çok zevklidir ama yapmayın, üç her viyaklayan kedinin bağırsakları poposundan çıkıyor sanmayın, kedi bu nihayetinde…, ve son olarak etrafınızda size destekten çok köstek olcak kişi varsa çocuğunuz hastalığını paylaşmayın…

Öperim.

Yorum bırakın

Nilgun YALCIN

Despite everything...

nilinmelegi

biraz Nil'den biraz hayattan...

ruzgarligunlervegeceler.wordpress.com/

Bu blog, yazarı Görkem'in, dünyaya yedi hafta erken gelerek, kendi adını kendisi koyan oğlu Rüzgar’a hediyesidir.

renklipano

Product Review

Anne Hikayesi

Hikayesi Olanlar İçin...

Benim Renkli Hayallerim

En güzel, en özel günlerinizde buluşmak üzere…

Tamamen Atıyorum

Hatta sesli düşünüyorum...

birbebekgünlüğü

deneyimlerim,fikirlerim, önerilerim...

- Soydan Bey ve Oğulları -

Atlaspare ve Alazpare'nin babasından hikayeler...

Ask Masalı Photography

Hayallerinizin gerçeklestigi günler hayallerde kalmasın...

Taze annenin deneyimleri

Anne olmak dünyanın en güzel en zor işi...

DemirAnası

Demir gibi bebek Demir'in annesi bir gün blog yazmaya karar verir!

Hayat Büyürken

Acemi Annenin Paylaşımları

Nasıl Bir Hayat Yaşıyorum?

Geçmişte bırakamadıklarıma ve gelecek günlerime...

Sağlık Editörü

Sağlıklı sağlık saberleri

Ella & misscat

https://www.dokuzuncublog.com/